Ampute Futbol Milli Takımımızı Yürekten Kutluyoruz

Ampute Futbol Milli Takımımız, geçen hafta Meksika’nın San Juan de los Lagos kentinde gerçekleştirilen Ampute Futbol Dünya Şampiyonası’nda, finalde Angola’ya penaltılarda 5-4 yenilerek Dünya 2’ncisi oldu. Kendilerini bir kez daha yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Tabii kendini bilmez bazı sözde spor adamları, “Canım yani dünya ikincisi de ne demek, niye dünya Şampiyonu olmadılar?” gibi sağda solda saçma sapan laflar ettiler. Bunlar, her zaman söylediğimiz gibi spor cahilleri. Buradan başka dünya yok ve o dünyada birçok rakibinizi yenerek dünya ikincisi oluyorsunuz. Bu başarı kutlanmaz mı? Bu başarı dile getirilmez mi? Ama ne yapalım, deve misali neremiz düzgün ki?

Çifte zafer

Umarız Avrupa Şampiyonası’nda olduğu gibi yine Turkcell bu sporcularımızı ödüllendirir. Bu aralar engelliler sporunda sürekli uluslararası yarışmalar yapılıyor ve burada sporcularımız önemli başarılar elde ediyorlar.

Bunlardan biri de Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF) tarafından Yunanistan’ın Kalamata şehrinde yapılan Tekerlekli Sandalye Tenis Şampiyonası’nda Büşra Ün’ün elde ettiği çifte zafer.

Milli gururumuz Ün, tek finaller maçında İtalyan rakibini 6-2 ve 6-0’lık setlerle yendikten sonra çiftler kategorisinde de, Büyük Britanyalı partneri Jessica Webb ile İtalyan rakibini mağlup ederek turnuvayı 2 altın madalya ile tamamladı.

Kadınlardan daha çok katılım şart

Bu arada dikkatimizi çeken başka bir konu da, geçtiğimiz hafta Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu tarafından Aksaray’da düzenlenen Türkiye Halter Şampiyonası’ydı. Yarışmalara 12 ilden 6 kadın ve 32 erkek olmak üzere 38 sporcu katıldı.

Bunların arasında kadınlarda Ceren Ayça Albayrak, Nazmiye Muratlı, Gamze Sayar, Dilfiroz Kuzdağ ve Emine Öz Türkiye Şampiyonu oldular. 6 sporcunun katıldığı yarışmada 5 Türkiye Birinciliği!.

Bu, bize biraz zayıf geldi. Aslında Nazmiye’nin açtığı yolda ülkemizde, kadınlarda parahalter sporunun çok daha gelişmiş olması ve bu tarz yarışmalara çok daha fazla sporcu ile katılım gerekiyor.

Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, yoğun işlerinden vakit bulursa herhalde bu konuda da bir önlem almayı düşünüyordur!

Gururumuz Büşra Ün

Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na katılan ilk Türk kadın tenisçimiz Büşra Ün’ün bedensel engelli olduğu henüz 6.5 aylıkken ailesi tarafından fark edildi. Uzun süren tedavilerinden sonra belden aşağısı felçli olarak hayatına devam etti.

Liseyi Buca Anadolu Lisesi’nde bitiren Büşra, yükseköğrenimini Ege Üniversitesi’nin Spor Yöneticiliği Bölümü’nde tamamladı. Tenis sporuna ise Şubat 2009’da başladı. Bulgaristan’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda birinci oldu. Kadınlar 18 yaş altı sıralamasında ise 3’üncülüğe yükseldi.


Paralimpik’te bir ilk

Uluslararası olarak düzenlenen birçok tenis turnuvasında yer alan Büşra Ün, kadınlar tekerlekli sandalye tenisi dünya sıralamasında ilk 28’e girdi ve 2016 Rio Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları’na katılma hakkı elde etti. Bu başarısı ile paralimpik oyunlara katılma hakkı kazanan ilk Türk kadın milli tenisçi oldu. Hedefinin Dünya Şampiyonluğu olduğunu söyleyen Büşra’dan geçenlerde bir mail aldık. Aşağıda sizlerle paylaşıyoruz:

‘Tüm koşullar engelliye uygun’

“İngiltere Cardiff Metropolitan Üniversitesi’nde Spor Yöneticiliği ve Liderlik alanında yüksek lisansa başladım. Teniste, sponsorlarımdan olan İntermobil aynı zamanda okul masraflarımı karşılıyor. Bir yandan çok mutluyum. Çünkü spor ve akademik kariyerim için büyük bir adım attık. Ve yaşadığım yerde her şey bana uygun.

Bir yandan üzülüyorum. Kendi ülkemin de bir gün benim gibi engelliler için her anlamda uygun olmasını, insanlarımızın daha anlayışlı ve duyarlı olmasını umuyorum. ‘Cevaba üzüldüm’ İzmir’e döndüğüm ilk gün yine bir sürprizle karşılaştım.

Fotoğraftaki gibi uzun bir süre nasıl geçebileceğimi düşündüm. Araba engelini aşınca da yerlerdeki kesme taşlardan nasıl geçeceğimi düşünmeye başladım. Çünkü ön tekerleklerim taşların arasına sıkışıyor ve yalnızken çoğu zaman yere düşüyorum.

Bir süre bekledikten sonra arabanın sahibi geldi. Gözümün içine baka baka aracına yaklaştı. Ben ona baktım, o bana. “Affedersiniz, engelli rampasının önüne park ettiğimi fark etmemişim” demesini bekledim.

Ben de “Hiç sorun değil, bir dahaki sefere daha dikkatli olabilirseniz çok iyi olur” demeye hazırdım.

Arabanın sahibi gözlerime büyük bir rahatlıkla bakmaya devam ederken arabaya binmek için kapıyı açtı.

Dayanamadım, “Engelli rampalarının önüne park etmeye devam edin ki diğer engelliler de zorlansın” dedim.

Kafasını onaylar şeklinde sallayarak ve sırıtarak “Tamam” dedi. Onun değil, benim zoruma gitti. Bu kadar duyarsız, acımasız, bencil olması benim zoruma gitti.

Aracın sahibi arabasına binip giderken arkasından bakakaldım. Kendi kendime döndüğüm ilk gün bunu yaşamanın şoku içerisinde “Hoş buldum” dedim içimden. Yine sizin canınız sağ olsun.

`Kendimi şanslı hissediyorum

`TESYEV ile tanışalı 1 yıl oldu. 1 yıldır bu büyük ailenin parçasıyım ve her geçen gün yaptığınız güzel işleri, bizimle kurduğunuz o samimiyeti gördükçe “İyi ki sizi tanıdım” diyorum.

Başta başkanımız Yavuz Kocaömer olmak üzere vakfın diğer tüm çalışanlarının eğitimin gereği ve önemi konusundaki hassasiyeti ile fiziksel engellerimizin eğitime ve spora engel olmadığını diğer bütün insanlara kanıtlama fırsatı sunduğunuz için teşekkür ediyorum.

Bu büyük ailenin parçası olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Kübra Gerçeker
TESYEV Bursiyeri


 Yazının gazete görünümü için Tıklayınız...  



                                                                                                               12.11.2018 Posta Gazetesi




YAZARIMIZ
YAVUZ KOCAÖMER`İN
TÜM YAZILARI:

Yükleniyor...