Çocuklarınızla iletişiminiz nasıl, genç anne olmanın avantajlarını hangi anlamda yaşıyorsunuz?
Genç anne olmanın avantajları da var, dezavantajları da var. Avantajları; genç anne olunca ileride arkadaş gibi oluyorsun. Dezavantajı da çocuğunun çocukluğunu yaşayamıyorsun. Çünkü sen de gençsin. Ama tabi her zaman için genç anne olmak en güzeli.

Geçen yıl 13 Eylül`de Çırağan`da düzenlediğiniz ilk defile ve 7 Haziran`da yine Çırağan`da TESYEV için düzenlediğiniz ikincisi hala dillerde... Bu başarıyı neye borçlusunuz?
Bu başarıyı içimdeki cevhere borçluyum. Çünkü ben her zaman, sırf modada değil, evimde de olsun, çocuklarımda da olsun, içimdeki sesi dinleyerek hayatımı sürdürüyorum. Modada da, şu kıyafeti dikmeliyim, sahne böyle olmalı, müzikler bunlar olmalı, saç bu olmalı gibi içimde düşünüyorum ve onu da hayata geçiriyorum. Sadece yaptığım şey bu. Ama iyi gördüğüme inanıyorum, görüş çok önemli çünkü. İyi tasarladığıma inanıyorum. Sevgi doluyum, içimdeki o sevgiyle işi farklı çıkarıyorum meydana. Herhalde başarının sebebi bu.

Moda dünyasına adım atışınız nasıl oldu? Sizdeki yeteneği ne zaman nasıl keşfettiniz?
Aslında bu senelerdir düşündüğüm bir şeydi. Bunun eğitimini de almıştım. Ama çocuklarım çok küçüktü. İçimde çok iyi bir enerji var modaya karşı. Niçin değerlendirmeyeyim dedim. Hazır giyim mağazam da vardı. Geçen sene de Acarkent’te küçük bir atölye ile başladım. Ardından defileler. Ve işte bu yere kadar geldim, büyüdü.

Başarılı bir sunum gerçekleştirmenin püf noktası nedir sizce?
Kalite. Eğer o kaliteyi elde ettiyseniz, bu kıyafetinizle, podyum seçiminizle, müzik seçiminizle doğru orantılı. Her şeyi doğru ve düzgün seçerseniz bence kalite zaten kendini getirir.

Gösterişi seviyor musunuz?
Defilelerinizde her konuyu, her şeyi ince düşünüyor, önceden titizlikle hesaplıyor olmalısınız. Hayır gösterişi hiç sevmem. Her şeyi ince eleyip sık dokumam da burcumdan kaynaklanıyor, başak burcuyum.

Engelli insanlarımız yararına TESYEV`le böyle bir organizasyon gerçekleştirmek nereden aklınıza geldi?
Neden TESYEV?Niçin TESYEV anlamında değil, TESYEV’le görüştük böyle bir şeyi ve TESYEV oldu. Ama tabi ben her zaman gücümün yettiği kadar yardım ederim. Sonuçta bunun geliri ihtiyacı olan birilerine gidiyor ve de bu beni çok mutlu ediyor. Belki ilerde TESYEV’le yine böyle bir organizasyon yaparız. Ben her zaman yardıma açık bir insanım ve yardım etmeyi çok seviyorum gücümün yettiği kadar.



EMEL ACAR


 
Öncelikle Emel Yıldırım Acar’ı kendisinden dinleyelim. Kimdir Emel Acar?
1974 doğumluyum, İzmir’de okudum, sonra yarışma için İstanbul’a geldim, dereceye girdim, iki yıl mankenlik yaptım, çok güzel firmalarla çalıştım. 1995 yılında evlendim, iki çocuğum var. Bir sene önce moda sektörüne adım attım.
7 Haziran`daki organizasyonun sonucundan memnun musunuz?
Memnunum. Çok güzel bir defileydi, çok ses getirdi. Bir de gecenin gelirinin doğru yere gitmesi daha da sevindirdi beni. Güzel bir geceydi, çok keyifliydi.

Engelli insanlarımız hakkında neler düşünüyorsunuz? Elinizde imkan olsa onlara nasıl bir dünya sunmak isterdiniz?
Elimde olsa onlar için bir otel yaptırırım, hani çok çok elimde olsa. Diyebilirim ki gönül ister ki çok güzel şeyler yapmak onlar adına. Mesela bir tatil beldesinde engellilerin rahat hareket edebilecekleri, bütün ihtiyaçlarını kendi başlarına karşılayabilecekleri bir otel yaptırmak isterdim. Tabi hep iyi şeyler yapalım istiyoruz ama bu da beni aşar, imkanlar doğrultusunda.

İleriye dönük plan ve projelerinizden söz edelim biraz da... Neler yapmayı planlıyorsunuz, kısa ve uzun vadede?
Ben aslında kaderciyim biraz. Kaderde ne varsa onu yaşayacağız. Sonuçta benim hiçbir zaman Çırağan’da iki tane çok güzel defile yapacağım ve bu kadar ses getireceği aklıma gelmezdi. Mesela 27 Temmuz`da da Antalya – Kemer’de bir defile düzenledik. Böyle bir teklif alacağım da aklıma gelmezdi. Veya moda dünyasına girdim, Nişantaşı’nda mağaza açtım, bunları düşünüyordum ama bu kadar kısa sürede olacağı hiç aklıma gelmezdi. Çok çabuk gelişti her şey. O yüzden, dediğim gibi ben kadere inanıyorum, her şey dama taşı gibi oturuyor yerine. Bundan sonraki projelerimde de güzel işlere imza atmak, güzel şeyler yapmak isterim. Gönül ister ki yurt dışında defile yapıp yurt dışından bir şarkıcıyı giydireyim.

Engellilere toplumun, devletin, yerel yönetimlerin olması gereken değeri verdiğini düşünüyor musunuz?
Hayır düşünmüyorum. En basiti mimari yetersizlik. Ulaşımda taşıma araçları da çok yeterli değil. Engelliler için çok fazla şey yapılmıyor. Tv’lerde bir sürü yarışma düzenleniyor, ses yarışması, yetenek yarışması vs. Engellilerde de sesi çok güzel olan var, çok becerisi olan var. Engelliler adına bir yarışma düzenlenebilir. Bana göre onlar engelli de değil, engel her şeyden önce beyinde bitiyor. Eğer kafanda yarattığın bir engel yoksa zaten her şeyi başarırsın. Bir çok başarılı engelli görüyoruz, tv’lerde gazetelerde. Basketbol oynuyorlar, yüzüyorlar. Ki engelsiz insanlara bile fark atabiliyorlar. Ama bu görünmüyor maalesef.

TESYEV aracılığıyla engelli insanlarımıza neler söylemek istersiniz?
Kendilerini hayattan koparmasınlar. Bir uzvu yoksa vücudunda bence o engel değildir. Hayata sarılsınlar, kendilerini sevsinler. Sonuçta nefes alabiliyoruz. Kötünün kötüsü var, bunu düşünmesi lazım. Kendilerine bir uğraş bulduklarında hayata daha sıkı bağlanırlar. Kendilerini hiçbir zaman hayattan koparmasınlar çünkü ne olursa olsun hayat yaşamaya değer.

Röportaj: Arzu Cantürk

TÜM RÖPORTAJLAR:

Yükleniyor...