FARKLI FİLMLER

Farklılıklarla ilgili filmler, yalnızca toplumda yaşayan insanların hayatına büyük bir pencere açmakla kalmaz, aynı zamanda pek çoğumuz için mükemmel birer ilham kaynağıdır. Bu filmler sıklıkla cesaret, kararlılık ve karakterlerin olumsuzluklara rağmen hedeflerine ulaşmaya çalışan dinamik bir kombinasyonunu ortaya koyar ve bakış açılarımızı etkiler.   Farklılıklarla ilgili izlemeniz gereken 10 sinema filmini sizlere bu sütunlarımızda 2021 yılında paylaşmıştık ve okuyucularımızdan çok güzel geri dönüşler aldık. Sizlerin de önerileriyle hazırladığımız yeni ismiyle “Farklı Filmler” listemizi beğeninize sunarız.


TAMAM MIYIZ?

İhsan, bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır. Hayalleri vardır; asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bu hayallerin uktesi ve annesine yük olduğu fikrinin ağırlığıyla yaşamdan kopmaktadır. Temmuz ise idealleri doğrultusunda baba evinden ayrılan ve bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir heykeltıraştır. Geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapar ve iyi gittiğini sandığı bir ilişkisi de vardır. Bir anda sevgilisi tarafından terk edilmesi ve elindeki işi kaybetmesi hayatını daha da altüst eder. Temmuz ve İhsan’ın yolları hayatlarının böylesine karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf ikisinin de yeniden doğmasını sağlar. Yerli sinemamızın sevilen ismi Çağan Irmak’ın filmi olan yapımın senaryosu da Irmak’a ait. Filmin başrollerini Aras Bulut İynemli ve Deniz Celiloğlu paylaşırken, oyuncu kadrosunda göze çarpan diğer isimler ise Sumru Yavrucuk, Aslı Enver ve Gürkan Uygun...


FORREST GUMP

Dünyaya bir de Forrest Gump’ın gözünden baktığınızda artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Film IQ seviyesi düşük olan Forrest Gump’ın yaşadıklarını, hayatının aşkı Jenny ile tanışmasını ve sonraki yıllarda yaşananları konu alıyor. Filmde Forrest’ın yanı sıra Elvis Presley, Nixon, Kennedy gibi tarihi kişilerin Forrest ile kaza eseri tanışmalarını ve ondan aldıklarına tanık olacağız. 50’lerden 70’lere kadar olan bir süre zarfında anlatılan film eşsiz bir senaryoya sahip. Forrest tamamen tesadüfi bir biçimde, Vietnam savaşı da dahil olmak üzere, Amerika tarihinin önemli olaylarına tanık oluyor ve yaptıklarının ne kadar önemli ve etkili olduğunun farkında bile değil.  


INTOUCHABLES (CAN DOSTUM)

Philippe (François Cluzet) yamaç paraşütü kazası geçirerek boynundan aşağısı felç olan zengin bir adamdır ve Driss (Omar Sy) ise kendisine yardımcı olması adına yanına aldığı bakıcı rolündedir. Driss aslında işsizlik maaşını almak için yanına gittiği Philippe’nin, rahat tavırları ve doğallığıyla dikkatini çekmiştir. Herkes Philippe’ye aciz, zavallı gözüyle bakarken, Driss ise gayet normal bir insanmış gibi davranıyor ve bu tavır Philippe’nin hoşuna gidiyor. Hiçbir işten anlamayan Driss zamanla her işin üstesinden gelerek Philippe ile iyi bir dost ilişkisi içerisine giriyor. Philippe’nin kurulu düzeninin tam ortasında yer alan Driss, var olan düzene ayak uydurmaktan ziyade kendi düzenini kurarak herkesi bu düzene dahil ediyor. İşin komedi kısmı ise burada başlıyor. Philipe uzun zamandır yapmadığı birçok şeyi yeniden yapmanın keyfini çıkarıyor.


TEMPLE GRANDİN

Filme konu olan Temple Grandin, otizmli bir bireydir. 4 yaşına geldiğinde hâlâ konuşmamasından dolayı doktora giden annesi, kızının otizmli olduğunu öğrenir. İletişim bozukluğu yaşaması, uyarılara az tepki vermesi, odaklanma problemi yaşaması, annesinin sarılmasından hoşlanmaması bu tanıyı koymada etkili olan bazı gözlemlerdir. O zamanlar, annenin çocuğa ilgisiz davranması sonucunda çocuğun otizmli olacağı yanılgısı hakimdi. Filmde de doktorun anneye böyle bir atıfta bulunduğunu görmekteyiz. Diğer otizmli çocuklara sahip ebeveynlerin aksine Temple’ın annesi, çocuğunun kendi başına hayat mücadelesi verebiliyor olmasını hedeflemişti ve bunun için çocuğunu yatılı bir devlet okuluna göndermeyi göze almıştı. Temple’ın gittiği okulda arkadaşlarıyla iletişimi çok zayıftı. Yine de onu anlayabildiği için hayran olduğu bir öğretmeni vardı. Temple, üniversiteye gideceği yaz tatilinde teyzesinde kalmıştı. Teyzesinin hayvan çiftliği vardı. Bir gün hırçın hayvanların sıkıştırma mekanizmalı bir alete sokularak sakinleştiğini gözlemledi. Aynı mekanizmayı kendisi denediğinde bunun gerçekten işe yaradığını anladı ve benzer bir aleti kendisi için yaptı. Hayvanlara karşı sempatisi vardı ve üniversitede hayvanların bağırmaları ve hırçınlıkları üzerine tez yapmak istediğini söyledi. Hayvanlar için çeşitli mekanizmalar oluşturarak onların daha sakin olmalarını sağladı. Bu gibi projeleri yaparken, otizmin ona kazandırdığı özelliklerden yararlanıyordu. Projelerde, oluşturduğu sistemin tamamlanmış halinin hayalini kurarak hatalı yerleri tespit edebiliyor ve çalışmalarına bu öngörüleri ekleyerek hata payını sıfırlıyordu.


TAARE ZAMEEN PAR (YERDEKİ YILDIZLAR)

İshaan ismindeki 8 yaşındaki çocuk, 2. kez 1. sınıfı tekrar etmektedir. Ancak çocuk derslerde hiç ilerleme kaydedemez. Bunun yanında halen okur yazarlığı da yoktur. Okuldaki öğretmenleri tarafından “geri zekalı” olarak adlandırılan öğrenci, sık sık dersten atılmakta ve yaramazlıklarıyla herkesi canından bezdirmektedir. Okul idaresi ve öğretmenleri tarafından özel eğitime muhtaç çocukların gittiği okula gitmesi gerektiği yönünde tavsiyeler ailede büyük tepkilere yol açar. Çocuklarının geri zekalı olmadığını savunan baba, sadece yaramazlıktan dolayı ders çalışmadığına inandığı İshaan’ı ceza olarak normal çocukların gittiği bir yatılı okula verir. Yatılı okulda da işler pek değişmemiştir, öğretmenler daha disiplinlidir yalnızca. Böylelikle İshaan içine kapanır, resim çizmeyi çok sevdiği halde onu da bırakır. Ta ki, okula geçici görevle gelen resim öğretmeni (Aamir Khan) İshaan’ı farkedene kadar. Çocuğun “Disleksik” olduğunu ve harf ve rakamları algılamakta zorluk yaşadığını anlayan öğretmen onunla özel olarak ilgilenmeye başlar. Disleksik olan ünlülerin isimleri öğrenince gerçekten de şaşırabilirsiniz; Albert Einstein, Ozzy Osbourne, Leonardo da Vinci, Graham Bell, Henry Ford ve Steve Jobs...


LIFE FEELS GOOD (HER ŞEYE RAĞMEN)

Dramatik yönü ağır basan film Polonya’nın en çalkantılı tarihi ve siyasi süreçlerinin yaşandığı 1980’ler ve 90’lı yıllarda, doğuştan beyin felci ile yaşayan bir çocuğun, büyüme süreci ve yaşamını beyazperdeye taşıyor. Filmin yönetmenliği ve senaristliği Maciej Pieprzyca’ya ait. Fesitvalleri gezen bol ödüllü filmin oyuncu kadrosunda ise Dawid Ogrodnik, Dorota Kolak ve Arkadiusz Jakubik gibi isimler yer alıyor.



Yazının gazete görünümü için lütfen tıklayınız...

Posta Gazetesi - Çengelli İğne  14.11.2022

YAZARIMIZ
YAVUZ KOCAÖMER`İN
TÜM YAZILARI:

Yükleniyor...