HÜLYA KOÇYİĞİT

Hülya hanım, uzun süren sessizliğinizi Şelale filmiyle bozdunuz. Bundan sonraki projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Hülya Koçyiğit: Hemen arkasından Hababam geldi, şu anda da Sular Durulmuyor isimli bir Televizyon dizisinde oynuyorum.


Yeniden seyirci ile buluşmak nasıl bir duygu?
Hülya Koçyiğit: Muhteşem bir duygu zaten uzak kaldığım zamanlarda da yinede sinemadan uzak değildim sinema oyuncuları derneğimizin yöneticiliğini yapıyordum. Yaklaşık 40 yıldır sinemadan hiç bir şey koparamadı beni.

Yeni dizinizdeki rolünüz taksi şoförlüğü ; sizce taksi şoförlüğü mü zor, oyunculuk mu?( Gülerek cevap veriyor)
Hülya Koçyiğit: Bana göre taksi şoförlüğü daha zor; çünkü insan kendi mesleğini tanıdıkça geliştirme imkanı buluyor, ve gün geliyor işiniz sizinle aynı derecede beraber yürüyor, ama bir başka meslek size daha zor geliyor .Genellikle bir başkasının mesleği bana daha zor gelmiştir.

Kınalı Yapıncak Filminde sağır ve dilsiz rolündeydiniz. Rol gereği de olsa, engelli bir insan olmanın sıkıntısını yaşadınız mı?
Hülya Koçyiğit: Evet rol gereği birçok engelli kişiyi canlandırdım. Sağır ve dilsiz kız rolünü canlandırmak için, sağır ve dilsizler okuluna gitmiştim; orada çalışmalar yapmıştık uzun uzun ve onları tanıyıp onların yaşamlarının ne kadar zor olduğunu gördükten sonra , bunu mutlaka filmlere yansıtmamız gerekiyor ve onların duygularını seyircilerin görmesi gerekiyor diye düşünmüştüm. Ben rol gereği zorluk yaşamadım, ama bu konuda sorun yaşayan insanları diğer insanların anlamasına çalıştım.

Hülya hanım bugün sayıları 8 milyon olan engelli insanlarımız için sanat dünyasından biri olarak engelli sorunlarını dile getirecek ne tür projeler yapılabilir ?
Hülya Koçyiğit: İşte şu anda Sular Durulmuyor dizisinin içinde de bir engelli kardeşimiz var ,engelli olan yakınlarımızın bu engelleri aşabilmeleri için birçok imkanlardan yararlanmaya davet ediyorum. Okuyabilirler, çalışabilirler, toplum içine karışabilirler. Bir çok aile engelli yakınlarını evin için de tutmaya çalışıyor bence bu çok yanlış. Avrupa’da böyle olmadığını görüyorsunuz ama ülkemizde ne yazık ki , hala utanılacak bir şeymiş gibi saklandığını görüyorsunuz engelli kardeşlerimizin. Bu onların kaderi olmamalı, mutlaka toplum içine karışabilmeliler çünkü; onların topluma kazandıracak çok şeyleri olduğuna inanıyorum.
Bugüne kadar 200’e yakın sosyal içerikli film çevirdiniz. Engellilerin sinemada kullanılmamasının nedeni bunun bir sorun olarak görülmemesi midir ?
Hülya Koçyiğit: Ben sizin gibi düşünmüyorum, hatta böyle düşünülüyorsa yadırgarım çünkü; Türk sinemasında çok sıklıkla engelli vatandaşlarımızın durumlarını dile getirecek karakterler kullanıldı. Buda kimi doğuştan, kimi doğum esnasında sakat kalmış, kimi engelli olduğu halde hayata o kadar sıcak bakar, o kadar çok asılır ve bunu aşmak için çaba sarf eder bunların hepsi görülmüştür. Aslında engelli vatandaşlara moral vermesi gereken bir çok filmler yapılmış. Ben sizin gibi düşünmüyorum, çok fazlada kullanıldığını düşünüyorum. Bugün bile aileleri tarafından engelli oldukları için utanılan ve evlerinden çıkarılmayan engellilerimiz var.

Türk sineması bu sosyal yaraya parmak basmak için üzerine düşen görevi yaptı mı? Daha neler yapılabilir?
Hülya Koçyiğit: Bugüne kadar yaptıklarıyla yetinmemesi gerekiyor .Bundan böyle sağlıklı vatandaşlarımızın olduğu kadar, sağlığını kaybetmiş vatandaşlarımızda var; bunların hepsi doğal hayatın içinde madem var, mutlaka filmlerde de olmalı, yer almalı, bulunmalı, durmamalı devam etmeli bu çaba.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Hülya Koçyiğit: Son olarak söylemek istediğim şu: Her hangi bir azanız engelli olabilir ama akıl sağlığınız yerindeyse,düşünebiliyorsanız üretmekten vazgeçmeyin diyorum. Bütün engelli kardeşlerime böyle seslenmek istiyorum. Mutlaka sizinde yapacağınız şeyler var; üretin verimli vatandaşlar olmaya devam edin , sosyal yaşama katılın. HEP BERABER ÇÖZÜMLERİN ÜRETİMİ İÇİN SİZİNDE KATKINIZA İHTİYACIMIZ VAR...

TÜM RÖPORTAJLAR:

Yükleniyor...