Kerem Cem

Genç kızların son günlerdeki yeni gözdesi Kerem Cemi sizler için sitemize konuk ettik. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? 1977 yılında Milas’ta doğdum. İlkokulu Milas’ta, Ortaokulu İzmir Özel Fatih Kolejinde okudum. Ege Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Bölümünü bitirdim. Daha sonra 1996 yılından beri yaptığım şarkılarımı duyurmak, albüm yapmak için İzmir’den, İstanbul’a geldim ve Albüm yaptım. Şu anda da bir televizyon dizisinde oynuyorum. İstanbul’a gelmeniz nasıl gelişti? İstanbul’a gelme fikrim vardı zaten o sıralar Bodrum’da Yunan adalarına gezi düzenleyen bir Yunan gemisinde çalışıyordum. Yonca Evcimik ablamın arkadaşıydı ve ablam ona benden bahsetmiş bende Yonca Evcimik’e bir demomu gönderdim. İstanbul’a gelince aramamı istedi. Yani İstanbul’a gelmeme vesile Yonca’dır. Geldikten sonra birkaç çalışmamız, gittiğimiz kişiler oldu. İstanbul’a geldikten 2,5 sene sonra Yonca sayesinde Aykut Gürel’le tanıştım. 2,5 sene müzik piyasasında ki insanların ne söylerken, aslında ne demek istediklerini anlamam açısından iyide oldu. Müzisyen bir yapımcımın olmasını istiyordum. Aykut Gürel’le gittim konuştum. Aranjörüm ve prodüktörüm olmayı kabul etti ve biz bu albümü yaptık. Albümünüz istediğiniz gibi oldu mu? Beklediğiniz satışa ulaşabildiniz mi? Aykut Gürel’le ortak bir şekilde beğeni anlamında, istediğimiz gibi yorumladık. Piyasada daha geniş kitlelere ulaşmak için yapmadık bu albümü satış anlamında beklediğimiz rakama ulaştık diye bilirim. İnsanların benim şarkımı söylemesi, dinlemesi anlamında çok geniş kitlelere ulaştık nerelere gideyim çok sevildi. İnsanlar benden önce şarkıyı tanıdılar bu benim için çok keyifli bir şey yani ilk albümümde beklediğim başarıyı sağladım. Yaptığınız müzikte jazz sesler kullanmışsınız. Jazz müzik yapmak Türkiye’de nasıl? Aslında şarkılar pop şarkıları, geniş kitlelere hitap etsin diye yapılmış şarkılar ama aranjman anlamında evet jazz sesler, rock sesler var içinde zorlanmıyorum. söylemekten ve dinlemekten keyif alıyorum dinlemekten keyif alan insanlarla bunu paylaşmaktan da keyif alıyorum bu benim için yeterli. Pop müzik kültürü çok güzel pop müzik parçaları var, çok taktir ettiğim insanlar var. Ama bu bir seçim meselesi pop müziği o şekilde yapmak var birde bu şekilde yapmak var ben bu şekilde yapmayı tercih ettim bu albümde bakalım gelecek albümde bende başka şeyler deneyeceğim ama benim için önemli olan kendi şarkılarımı sevdiğim şekilde söylemek bu gerçekten çok önemli benim için. Çünkü olmadığı zaman, kendimi dinlemekten zevk almazsam bunda bir sorun vardır diyebilirim. Sizde hayranlık uyandıran, örnek aldığınız sanatçılar kimler? Taktir ettiğim sanatçılar, mesela Sezen Aksu yaratıcılığı ve başarısı inanılmazdır. Bülent Ortaçgil, Mahzar Alanson bunlar yıllar boyunca kendisini kanıtlamış müzisyenler, dinlemekten zevk aldığım müzisyenler. Benim yaşımda, piyasaya yeni girmiş çok güzel müzik yapan insanlarda var pek fazla müzik dinlemiyorum gerçi öyle de bir sorunum var benim. Pek fazla hayatımda müzik yoktur. Bir şey yaparken yemek yaparken, kitap okurken müzik dinlemeyi pek sevmem. Aslında müzikle ilgilenenlerin söylediklerinin aksine bir şey söylüyorsunuz pek fazla müzik dinlemiyorum diyerek. Peki sizde müzik sevgisi nasıl oluştu? Nasıl karar verdiniz ben müzisyen olmalıyım demeye? İlk adım 6 yaşında piyano dersleri aldım daha sonra bıraktım. Lisede rock dinlemeye başladım daha sonra gitar çalmayı öğrendim. Sonra şarkı söylemeye başladım. İnsanların sesimi sevdiğini fark ettim. Sonrasında söz yazdım, şarkı yaptım ve hep böyle yavaş yavaş gelişti aslında bundan çok memnunum. Yani küçükken elime bir şey alıp ben şarkıcı olacağım diye şarkı söyleyen insanlardan değilim. Müzikte gerçekten çok az dinliyorum bu belki iyi, belki kötü ama ben oturup müzik dinlemeyi seviyorum. Benim hayatımın içinde ama müzikle yaşayan bir insan değilim. Şimdi bir televizyon dizisinde oynuyorsunuz. Aslında bildiğimiz kadarıyla yoğun bir tanınmışlıktan sonra televizyona geçişler oluyor. Sizin ilk kasetiniz ve şu anda insanlar sizi oynadığınız dizideki karakterle tanıyor. Bize biraz bahseder misiniz? Yapımcılarda dizi oyuncusu seçerken onun imajı ve dış görünüşü teklif edecekleri rola uyumu ve onu seyredecek popüler kitlenin o kişiye tepkisini öngörüp teklif ediyorlar. Beni bir televizyon kanalında görmüşler ve benim sarp karakteri için uygun biri olduğumu düşünmüşler. Birkaç deneme çekimleri yaptık. Ben oyuncu değilim sonuçta, oyunculuk deneyimim de yok. Böyle bir teklif geldi ben artıları eksileri önüme koydum ve bu rolü kabul ettim. İyi ki de kabul etmişim müziğin önüne geçti mi derseniz. Bence geçmedi geçmesinin de imkanı yok zaten. Ama dizi daha geniş bir kitleye ulaşmamı sağladı bu benim müziğimi destekliyor sonuçta umduğum şey buydu tanınmışlık anlamında ikinci kasetimi çıkardığım zaman aa diyecekler biz bu adamı tanıyorum diyecekler. Biraz diziyi kullanıyorum gibi oluyor bir gazetede de böyle bir haber çıkmıştı. Ben aşk oyununu kullanıyorum diye ama ben öyle anlamda söylemedim onu kullanıyorum gibi görünüyor gerçekten çünkü beni popüler yapmasını müzik anlamında kullanıyorum 6. bölümde bir şarkı söyledim bunu ben teklif etmedim senariste geldiler bir şarkı söylemek ister misin dediler. Ben bir şarkı yaptım onu söyledim insanlar çok beğendi mesela onu albümüme koymayı planlıyorum. Diziyi ve o şarkıyı seven insanlar benim o albümümü alacaklar ve öbür şarkılarımıda dinleyecekler bu da gösterecek ki, diziyle müziğimi destekleyebilmişim. evet dizideki oyunculuğum şarkıcılığımın önüne geçmiş olabilir ama bana verdiği zevk ve benim yetkinliğim açısından müziğimin önüne kesinlik geçme ihtimali yok. Dizi teklifleri geldikçe müzikle beraber devam etmeyi düşünüyor musunuz? Ben keyif alıyorum, işimede yarıyor. Taktirde ediliyorum. Zaten bir şeyi neden yaparki insan ben keyif almama ve taktir edilmeme bakıyorum. Müziğimde o şekilde gelişti şarkı söyledim sesimi beğendi insanlar, beste yaptı bestelerimi beğendiler. Yani taktir edilip, keyif aldıktan sonra ki oyunculuktan büyük keyif alıyorum. Devam edebilir tabii nereye kadar bilmiyorum. Ama bir sinema teklifi gelse şu anda kabul etmeyi düşünmem çünkü sinema bence oyunculuğun sanat kısmı sinema. Tabii ki çok iyi bir oyuncu diziyi yüceltir. Ama her hafta bir bölümü çekilen dizide oynamak için… yani bende yapabiliyorum onu bu nedenle sinema için çok daha pişmek gerekiyor. Şu anda dizi çekimlerin dışında neler yapıyorsunuz? Çok zamanımı alıyor dizi çekimleri haftada 5 -6 gün sürüyordu bu aralar biraz hafifledi. Bu nedenle başka bir şey yapamıyorum. Kışın bildiğimiz kadarıyla büyük bir organizasyon olacak ve sizde bu organizasyonun içinde olacaksınız. Neler hissediyorsunuz? Shirley Bassey geliyor ekim ayında onun için repertuar çalışması yaptık hazırlandık. Çok keyifli bir şey. Ben babamın müzik arşiviyle büyüdüm. Müzik dinlemek adına babamın Türk Halk Müziğinden, Türk Sanat Müziği’ne, Opera’dan, Shirley Bassey’lere uzanan bir arşivi vardı. Shirle Bassey benim gerçekten müzik dinleme adına kilometre taşlarından biridir. Bunu ilk duyduğumda zaten çok sevindim. Çok güzel olacak çok heyecanlıyım. Kerem Cem isminin anlamı dışında çok özel bir şeyi daha ifade ettiğini biliyoruz anlatır mısınız? Babamın ismi Cem. Annem ben doğduğum zaman ismimin Cem olmasını istemiş. Babam da kabul etmemiş Ailede iki Cem olmasın demiş. Babam da Kerem diye tutturuyor ama annem biraz daha baskın çıkıyor sonuçta ismim kerem cem oluyor. Ve bu arada annem takıntılıdır biraz ismimin tam söylenmesi konusunda. Engelliler için yapılan çalışmalarda ne gibi katkılarınız olsun istersiniz. Mesela 11 Eylül’de Kemer Country’de vakfımızın yararına düzenlenecek müzayede ve kermeste bizimle birlikte orada olmak ister misiniz? Kesinlikle orda olacağım ve çok da güzel olacağını tahmin ediyorum. Röportaj Ceyda Yıldırım

TÜM RÖPORTAJLAR:

Yükleniyor...