Engelliler ve engelli kavramı ile düşünceleriniz neler?
Mithat Bereket:
Engelliler ile ilgili birkaç program yaptım. Aslında yakından inceledim. Vakfınızı da duymuştum. Özellikle işin içinde spor da olunca ( ben eski bir basketbolcuyum ) arkadaşlar bahsetmişler ve destek vereceklerini söylemişlerdi. Ben de seve seve katkıda bulunacağımı söylemiştim. Hatta bir organizasyona da yurt dışında olduğum haber peşinde koştuğum için çok istediğim halde katılamamıştım. Benim gördüğüm ve düşündüğüm şu: Sayılarının 7-8 milyonu bulduğu söylenen engelliler (ki bu ciddi bir rakam) ile Türkiye’nin barışması lazım. Az önce bir programda AB yi konuştuk. Aslında uzlaşma noktalarından biri de bu. Toplum içinde ne yazık ki bu bilinçlenmeyi sağlayamıyoruz. Biz buna çok çalışıyoruz. En azından kendi adıma konuşayım, 92.3 Radyo Cosmos’da hafta içi her sabah sivil toplum örgütlerinin ismini duyurmaya çalışıyorum. Türkiye’de demokrasinin yerleşebilmesi için herkesin bireyselliği bir kenara bırakıp yanındakine yardım etmesi gerekir. Ben birşeyleri yaparken bunları yapamayan insanları düşünmezsem benim mutluluğum sanal kalır. Oturmam kalkmam, sinemaya gitmem, spor yapmam sanal kalıyor. Çünkü birtakım insanlar bunları yapamıyorsa ülke de ileri gidemiyor. Hep beraber birşeyler yapma bilincinin kazanılması gerekiyor. Ne yazık ki insanlar hep (Allah korusun diyorum) başlarına geldiği zaman bişeyleri anlıyorlar. Oysa önceden anlaşılması ve anlatılması gerek bazı yaşamsal olguların. Hafta içi yayınlanan Anahtar adlı programımı bir mercek olarak görüyorum. Işığı toplar ve belli bir noktada odaklar mercek de. Toplumun çeşitli katmanlarından gelen tepkileri, talepleri bir noktada yoğunlaştırıp iletilmesi gereken yerlere iletiyorum. Sık sık da gündeme getirmeye çalışıyorum. Keşke okullarda bu konuyla ilgili dersler konulsa. Türkiye hep beraber yürüyüp gidecek. Bu sadece engelliler konusu ile de ilgili değil, kadın hakları için de geçerli vs. Ne yazık ki yetkililer bu tip eğitim programlarını öngöremediler bugüne kadar. Ama ben umutluyum. Hem medyanın çeşitlenmesi, hem sizin gibi sivil toplum örgütlerinin oluşması ile (ne kadar zor şartlarda faaliyet gösterdiğinizi de biliyorum, finansman olsun, zaman, mekan olsun hepsi ayrı çaba gerektiriyor) Türkiye geleceğini yazacak. Türkiye’de demokrasi ve gelişmiş bilinç düzeyi oluşacaksa bu adımlarla oluşacak.

MİTHAT BEREKET

Bu bilincin yerleşmesi kolay mı sizce?
Mithat Bereket: İşiniz iki taraflı bir zorluk taşıyor: Birincisi toplumu engelliler konusunda bilinçlendirmek gerekiyor, ikincisi engellileri bilinçlendirmek gerekiyor. ‘Senin bir eksiğin yok, melankoliye düşmene gerek yok’ gibi psikolojik bir eğitim şart. Ama Türkiye’de bunlar güdük kalmış bazı uygulamaların dışında bir şey ifade etmiyor. Oysa ‘sosyal’ devletin bunu sağlaması lazım.Bunlar toplumda yankı bulmuyor. Onun için o kadar önemli ki sizin yaptıklarınız... Ben buradan bir çağrıda bulunuyorum, bütün gazeteci arkadaşların, haber editörlerinin, radyo-TV, internet hiç farketmez, bu konuyu işlemeleri gerek. Haberler bakıyoruz, reyting getiren haberlerin hepsi kötü olaylardan oluşuyor. Türkiye’de iyi şeyler de olduğunu, ya da olması gerektiğini anlatan yayınlara ihtiyaç var, her konuda. İşte bunlara zaman ve enerji sağlamak zorundayız. Toplum bunu unutuyor yoksa. Bir müddet sonra da algılayamaz hale geliyor. Bu durum iki taraflı işliyor; hem toplum algılayamıyor engellilerin durumunu, hem engelliler anlatamayacağım diye geri çekiliyor. O zaman kazandıramıyoruz bu kişileri topluma. Önemli adımlar atmak gerekiyor ve herkese de görev düşüyor bu anlamda.
Medyanın engellileri ‘sunumundaki’ üslubu kamuoyu mu şekillendiriyor sizce?Mithat Bereket: Hayır. Bence toplum böyle bir şey istemiyor. Ne yazık ki daha fazla satacağını, okunacağını ya da izleneceğini düşünerek böyle davranıyorlar. Yalnız burada yine iki taraflı işleyen bir durum var. Bunları reddetmemek, tepki koymamak da o sunumla aynı sorumluluğu taşıyor bence. Bu ajitasyon ögeleri ile ilgili reaksiyonlar ulaştırılsa olay çözülür diye düşünüyorum. 2-3 kişi ile olmaz belki ama 500 reaksiyon gelirse inanın çok önemli. Örneğin bir başarı hikayesi anlatılırken dahi kullanılan acıklı ve rahatsız edici üslup, yerini iki kat çaba sarfederek başarılı olmuş bir insan profilini anlatmaya dönüşebilir. Engeli, sadece gösterdiği çabanın daha fazla olduğunu belirtmek için kullanılmalı, duygulara hitap ederek reyting yapmak için değil. Sivil toplum örgütleri bu yüzden önemli. Sizin engelilerle ilgili çalışmalarınız... Türkiye’de engellilerin durumu ile ilgili bir araştırma yaptık. Ve maalesef içler acısı bir durumla karşılaştık. Örneğin; (sizin de faaliyet alanlarınızdan biri olduğu için söylüyorum) engellilerin spor yapabilmesi için birtakım ekstra araç gereç gerekiyor, ama Türkiye’de bunlar yok. Yani uluslararası bir bağlantı da lazım spor malzemesi için. Pusula programında bu konuyu işledik. Konu ile ilgili bakanı karşımıza aldık ve çeşitli sözler almaya çalıştık (bir kısmını aldık). Andolu’da birçok şehir dolaştık ve oradaki engellilerin yaşantısını görüntüledik. Engellilerle konuştuk ve görüşlerini aldık. Hatta sonradan engelli olan ve bu durumun travmasını yaşayan insanlarımız var, onların psikolojik durumları ile ilgili araştırma da yaptık. Çünkü biliyorsunuz bu insanlar ya bir kazayla, ya doğudaki bir çatışmada ya da başka herhengi bir sebeple yeni bir hayatla karşı karşıya kalıyorlar. Türkiye’de bu insanlar için bir konsültasyon ve psikolojik destek üniteleri yok gibi bir şey. Elimizden geldiğince kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştık. Hatta bir kampanya dahi başlatmıştık ve bir yere kadar da başarılı oldu diye düşünüyorum aslında. Devam da ediyoruz bu çalışmalara.
Mesleki açıdan halkın gözünde önemli bir yerdesiniz. Bunu sağlayabilmek için nasıl bir yöntem izlediniz?
Mithat Bereket: Farklı bir şey yapmadım. Uluslararası İlişkiler okudum. Siyasal Bilgiler mezunu olmak alanımla ilgili bir background oluşturuyor zaten. Daha sonra İngiltere’de bulundum ve orada da gazeteciliği öğrendim BBC’de. Sonra Türkiye’ye gelip 32. Gün’de başladığımdan itibaren (belki de karakterimden dolayıdır) kapalı kapılar ardındaki hiçbirşeyle ilgilenmedim. Diplomasi hesapları, yapılan pazarlıklar beni hiç ilgilendirmedi. O pazarlıklar insanlara nasıl yansıyor o önemli idi benim için. Yani haberdeki insan unsuru. Aklım ermiyor ve çok da merak etmiyorum bu pazarlıklar nasıl yürütülüyor, soğukkanlı kararlar nasıl alınıyor diye. Kitlelerin bunlardan nasıl etkilendiğine bakıyorum. Her zaman olayların içine ve derinine girerek haber yapıyorum bu nedenle. Dışarıdan bakıp yorum yapmak benim için habercilik değil. İçine girip, anlayıp, daha sonra anlatmaktır önemli olan. Ben muhabirim, işim malumat vermek. Bunu yaparken tek bir sermayem var: İnandırıcılık. Yaptığım haberlere inanmazsanız beni dinlemezsiniz, verdiğim malumatı kaale almazsınız. Çok zor kazanılan ama kolay kaybedilen bir şey bu. Örneğin benim için en büyük kabus, tekzip yemektir. Çok şükür bugüne kadar yalanlanmadım. Çünkü olayların içindeyim. Bir sobanın başına gidip ‘işte bahsedilen çok sıcak soba bu’ dersiniz göstererek; ama hayır bence habercilik bu değil. Ben sobanın yanına gidiyorum ve diyorum ki: Sıcak olduğu söylenen soba bu, bakalım sahiden sıcak mı? Dokunuyorum, sıcaksa ‘ah yandım, evet sıcakmış’, değilse ‘hayır hiç de sıcak değil’ diyorum. Böyle yaptığınız zaman ‘iş’ yapmış olursunuz. Mesela ‘Anahtar’ programını da stüdyonun dışına çıkarttım. Olay ve haber neredeyse orada yapıyoruz canlı yayını. İnanılmaz olaylar ve zorluklar yaşıyorsunuz ama olsun. İnsanlar ‘Bak Mithat orada’ diyor. Öğrenip onlara da anlatıyorum. İnsanların kafasında biryerdeysem sanırım bu yüzden.
Neler söylemek istersiniz son olarak?
Mithat Bereket: Sizler önemli işler yapıyorsunuz.Daha sonraki insanlar sizlerin kazanımları ile çok daha rahat ilerleyecekler bu yolda. Bu siteye gelip bu sohbeti okuyan herkese sesleniyorum, engelli, engelsiz: Sivil toplum örgütlerine sahip çıkalım ve güçlendirmeye çalışalım. Mutlaka herkesin yapabileceği birşeyler vardır. Toplumsal gelişme ancak böyle sağlanabilir. Söylediğim gibi hafta içi hergün Radyo Cosmos’da sivil toplum örgütlerine yönelik programlar yapıyorum. Sizin aracılığınızla da bütün örgütlere destek vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Nezaketiniz ve bu sıcak mesajlarınız için teşekkür ediyoruz..

TÜM RÖPORTAJLAR:

Yükleniyor...