Onur Belge

Bu ayki konuğumuz Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Onur Belge sorularımızı sizin için tüm içtenliğiyle yanıtladı...

-Engelliler ile ilgili izlenimleriniz nelerdir ?

Önce Türkiyedeki bir çok konuya yanlış baktığımız gibi ,engelliler ile ilgili konulara da yanlış bakıyoruz.Bir kısmımız istesek de istemesek de acıma duygusuna kapılıyoruz ,bir diğer kısmımız görmezden geliyoruz ,bir başkası da her halde vicdan muhasebesi yapıp aman nasıl yardım edebilirim şimdiye kadar bir şey yapmadım paniğine kapılıyor. Bütün bunları aşmamız gerekiyor,önce şunu anlamalıyız ki,Türkiye de değil dünya çapındaki oran bellidir yaklaşık yüzde on (% 10 ) engelli insan var bunu önce vaka kabul edip , uzmanlık dalları olanlara başvurmak ve bu konuda neler yapabileceğimizi öğrenmek gerekiyor düşüncem bu.

-Engelliler ve medya hakkında neler söyleyebilirsiniz ?

Her konuda olduğu gibi medyamız bu konuda uzman insanlar yetiştirmekte zorlanıyor, daha doğrusu bilmiyoruz bilemediğimiz konularda da bir şeyler yapmak çok zor .Çok şükür ki engellilere kendini adamış insanlar var bizi de zorluyorlar ,böylece medyaya da bazı şeyler yavaş yavaş girmeye başladı, onların varlığının kabul edilmesi başlandı bundan sonra iş kolaylaşacak diye düşünüyorum.

-Siz bir basın mensubu olarak medyanın engellilere bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Medyanın engellilere bakış açısını doğru olmadığını düşünüyorum ,neden doğru değil derseniz uzmanlarımız olmadığı için , onun kendi içinde bir uzmanlık dalı olduğunu göremediğimiz için arkadaşlarımızın tespitleri , teşhisleri ve bu teşhislerle ilgili yapabilecekleri çok yerli yerine oturmuyor, yani itiraf etmek lazım yasak savmak tabirinden ilgi gösteriliyor .

-Türkiye Spor Yazarlar Derneği Başkanı olarak önemli bir yerdesiniz , bunu nasıl başarıyorsunuz?

İnsan Türkçeyi nasıl konuştuğunu düşünmez konuşur , yada nasıl su içtiğini düşünmeden su içer , nasıl yemek yediğini düşünmeden yemek yer . Bende elbette spor yazarları genel başkanı olarak doğmadım,ama hep olmak istemiştim oldum. İnsanlar bana ilgi gösteriyorlar , saygı gösteriyorlar bu ilgiye ve saygıya layık olmaya çalışıyorum. Bunun içine engelliler konusunu da katalım, ne yapabiliriz onlar için benden ne isterlerse onu yaparım çünkü bende bu konuda çok bilgisizim.

-Sizin engelliler ile ilgili bir çalışmanız oldumu ,bizim takip edemediğimiz ?

Ancak engellilerle ilgili bizden her hangi bir etkinlik düzenlememizi istediklerinde yapabiliyoruz ona yardımcı olmaya çalışıyoruz , onun duyurulması için çalışıyoruz. Salonlarımızı yada tesislerimizi mümkün olduğu kadar ve bizden istendiği kadar açıyoruz yapabildiğimiz bu.

-Vakfımızın çalışmalarını takip edebiliyormusunuz ? Engelliler ile ilgili çalışmalarımız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok yakından olmasa da vakfınızın çalışmalarını taktirle karşılıyorum , gerçekten özverili insanlar olduğuna inanıyorum . Bu iş yalnızca parayla halledilebilecek bir iş değil , insanın kendinden vereceği bir şeyler olmazsa yapamazsınız , bütünleşemezsiniz.Allah onlara yardım etsin. Paralimpiklerde yazılı ve görsel basın olarak çok az basın mensubu yer aldı , bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Çoklukla azlık göreceli bir kavram . Bazen çok az insanla çok büyük işler yapabilirsiniz , bunun terside çok insanla çok az iş de yapabilirsiniz,önemli olan niceliği değil niteliği yani iyi bir şey olması çokluk değil kalite. Bence çokta az değil yüzde ondan bahsediyoruz demek ki normalde basın mensubunun da diğerlerine göre en fazla yüzde on tırmanması gerekiyor diye düşünüyorum ama onunda altında kaldığında haklısınız , yine dönüp aynı şeyi düşünelim bu konuda uzmanlar yetiştirmemiz şart. Basının Engellilere ilgisizliği bilgisizliğin den mi , ilgisizliğin den mi ? Önce şunu kabul etmemiz gerekiyor , basının bu konudaki ilgisizliğinden değil , Türkiye’nin koşullarına göre her şey bakış açısında olduğu gibi o konuya da öyle bakmasından .Ben eski futbolcuyum ama ikinci sporum tenis , yazdığım dala gelince ikinci sporum basketbol buna rağmen bisiklet yarışı dahil her türlü habere gittim , dolayısı ile branşlaşma tamamen yavaş yavaş ortadan kalktı, futbola endeksli bir medya olduk .Futbol artık çok büyük bir ticaret üretiyor üçyüzmilyar dalarlık bir hacimden bahsediyoruz , üçyüzmilyar dolarlık bu hacim içinde engelliler konusunda geri planda kalması doğal geliyor bana. Mimari olarak Türkiye deki engellilere konulan engelleri bu güne kadar çözemedik . Avrupa Birliği sürecinde olan Türkiye sizce bu sorunu çözebilir mi ? Türkiye daha yaya geçitleri sorununu çözemedi , engelsiz insanların sorununu da çözemedi dolayısı ile bu sorun çözülürken bizim normal vatandaşlarımızın da engelli insanlar gibi düşünülmesi gerekiyor aslında.Biraz tabi burada ironi yaptım yani acı bir şey söyledim ama hakikaten öyle , zebra geçitlerden geçerseniz arabalar üstünüze çıkar yani yaya geçitlerinde onu çözemediğimiz zaman tabi ki engellilerin fiziksel geçitlerini yada gereksinimlerini de çözemeyiz, yeniden yapılanmaya ve birlikte düşünmeye ihtiyacımız var. Bir proje yapılırken sonradan düşünürüz yada sonradan yaparız diye değil projenin içinde olması gereken bir şey. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Söylemek istediğim çok şey varda nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bunu daha önceden bir televizyon yayınında söylemeye çalıştım, zaten hep söyleniyor ama aslında yapılması gereken şu ; engelliler ,onlarda acımamızı istemiyorlar , onları kabul etmemizi , istiyorlar bunun için onların kendi kendilerine yeterliliğini sağlamalıyız daha da ötesi onları mutlaka üretime katmalıyız . O zaman normal kabul edeceğiz , engelli olarak görmeyeceğiz . Onlarda üretime katıldıklarına göre sorunlarının çözümüne daha da yaklaşmış olacaklar.

TÜM RÖPORTAJLAR:

Yükleniyor...