PARALİMPİK OYUNLARINA HAZIR MIYIZ?

Olimpik Oyunların`ın sona ermesinin ardından Tokyo’da düzenlenecek 16. Paralimpik Yaz Oyunları’na sayılı günler kaldı. Kısa süre sonra, tarihimizin en kapsamlı Paralimpik Oyunları kafilesini Tokyo’ya uğurlayacağız.

Meydan okumanın çekiciliği

Paralimpik oyunların kendisi, Rio 2016 Oyunları’nı izleyen 4.1 milyarlık şaşırtıcı kümülatif izleyici kitlesi, küresel popülaritesi, tüm sporcuların yeteneklerini en üst düzeyde sergilemeleri ve fiziksel yeteneklerle ilgili beklentilerimize meydan okumanın evrensel çekiciliğini göstermektedir. Spor bağlamında bakacak olursak yaşamın diğer alanlarında sıklıkla sorunlu olduğu düşünülen paralimpik sporcuların sadece atletik cesaretiyle hayranlık uyandıran ve ilham veren olağanüstü çalışma ve performanslarının sonucudur.

Bununla birlikte, paralimpiklerin daha büyük bir amaca sahip olduğu anlaşılmak zorundadır. 1940’larda kuruluşundan bu yana engellilikle ilgili damgalanmayı ortadan kaldırmada ve engelli insanlar için görünürlüğü artırmada etkili olmuştur. 2002 yılında Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ni bizzat kurmamızdan önce Türkiye, Paralimpik Oyunlara 1992 yılında 1 yüzücümüz ile Barselona’da, yine 1 yüzücümüz ile 2000 yılında Sydney’de katılmıştı.

Güçlü bir fırsat

Sporun kendisi değişim için bir araçtır. Olimpik ve paralimpik oyunlar dokunduğu toplulukları birleştirir, ilham verir ve tartışmasız insan doğasının gereği kıran kırana bir mücadele sergiler. Bu nedenle, paralimpikler uzun süredir engellilik hakkında önemli fikirleri ateşledi. Bunun yanı sıra pandemiden sonra çok daha iyi, titiz bir şekilde ilerlemeye çalışıldığından oyunların popülaritesi bireyler ve işletmeler açısından daha kapsayıcı olmaları için güçlü bir fırsat sunuyor. Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları, spor ve işletmelerin engellilik üzerindeki önemini gösterecek.

Geç fark etmişler

Kısa süre önce Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) başkanı Andrew Parsons ile sporun ve oyunların çeşitliliğinin ‘dahil etme’ üzerindeki rolüyle ilgili bir röportaj yapıldı. Parsons, komitenin dünya çapında engelli 1 milyar insan için değişimi etkileme konusundaki gerçek potansiyelini ve sorumluluğunu ancak son zamanlarda fark ettiğini itiraf etti. Bunun şahsım tarafından üzücü olarak algılandığını söyleyebilirim. Çünkü bizim yaşam amacımız bunu insanlara sayısız kez anlatmak oldu.

‘Bu sporcular atlet’

Parsons, paralimpik sporcuların kendi başlarına en yüksek kalibreli sporcular olarak tanınmalarının uzun zaman aldığını açıklayarak şöyle konuşmuş: “Rekreasyon değil, hobi değil, bu sporcular atlet. Nokta.” Açıkçası tüm röportaj içinde katıldığım tek cümle bu oldu. Parsons, paralimpik oyunların meşruiyetini tesis etme kararlılığıyla, örgütün daha geniş engelli ve insan hakları hareketi içindeki önemli rolünü dikkate almadığını, bu nedenle değişimi hızlandırma potansiyelini karşılayamadığını öne sürüyor.

Sonuçta, paralimpik sporcular sadece birer sporcu değil, genellikle kendileri için tasarlanmamış bir dünyada çalışma, eğitim ve seyahat etme fırsatını hak eden gerçek insanlardır. IPC’nin, engellilerin spor dışındaki deneyimlerini anlamak; politikacılar, insan hakları örgütleri ve işletmelerle uyum içinde olmak açısından ‘dünyayı değiştirebilecek’ pratik ve anlamlı bir etkiye sahip olmak için daha fazlasını yapması gerektiğini anlatıyor. Bunlar da paralimpik sporcuların önemini anlatan değerli satırlar olarak tarihe geçsin. Bu sonuca da bu röportajı okuduğumda rahatlıkla varabildim.

87 milli sporcumuz çalıştı

Tokyo Paralimpik Oyunları’na sayılı günler kalmışken burada belirtmek isterim ki; bu yılki oyunların diğerlerine göre, iki yönden şahsım ve tüm dünya adına, özellikle de ülkemiz için çok daha büyük bir anlam taşıdığına inanıyorum. Paralimpik sporcular olarak, bugüne kadar karşısında durmaya çalıştığımız zorluklar, engelli ve insan hakları için yaptığımız mücadelenin yanı sıra, bu yıl gücümüzün sınandığı çok büyük bir savaş daha verdik. Covid 19 pandemisi sebebi ile tüm antrenmanlar, sosyal ve spor etkinlikleri iptal edilirken ihtiyaçlar katlanarak çoğaldı.

Tüm bu koşullara rağmen 87 milli sporcumuz hiç durmadan, kendi koşullarını yaratarak çalışmalarını sürdürdü. Bu yıl ve pandemi için söylenecek çok söz olsa da her zaman olduğu gibi şerden hayır çıkaracak bir milletin evlatları olduğumuz için şükran doluyuz. Birbirimizden en uzak kaldığımız 2020, tüm farklılıklarımıza rağmen, bir diğerini anlayarak, birbirimize en yakın durduğumuz yıl olarak tarihe geçti. Ve asla vazgeçmedik.

 Gururla gidiyoruz

Diğer anlamı ise; 2000 yılında Birleşmiş Milletler Binyıl Zirvesi’nde tüm üye ülkeler tarafından kabul edilen, Binyıl Kalkınma Hedefleri arasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi ve kadının güçlenmesi yer almıştı. Toplumsal cinsiyet eşitliği, BM tarafından da artık bir insan hakkı olarak nitelendiriliyor. Biz Türkiye Milli Paralimpik Komitesi olarak ve 44 kadın, 43 erkek sporcu ile tüm dünya için çok önemli problemlerden biri olduğunu düşündüğüm bu konuda çok değerli bir örnek teşkil ederek büyük bir gururla Tokyo’ya gidiyoruz. Tüm kadın ve erkek sporcularımızla gurur duyuyorum.

3 branşta yarışacağız

Sporcularımız okçuluk, atletizm, badminton, judo, halter, atıcılık, yüzme, taekwondo, masa tenisi, tekerlekli sandalye tenisi, tekerlekli sandalye eskrim dallarının yanı sıra takım sporlarında kadın-erkek goalball ve bedensel engelliler tekerlekli sandalye basketbol takımlarımızla birlikte Tokyo’da 13 branşta 87 sporcu ile mücadele verecek.

Sonsuz başarılar

2016 yılında Rio’da oyunlara iştirak eden 81 sporcumuz Türkiye’ye 9 madalya ile döndü. Ve şimdi, Tokyo’ya bu kez 87 sporcu ile ve daha fazla madalya umuduyla gidiyoruz. Çıktıkları her müsabakada yüreklerini ortaya koyan, Türkiye’nin engel tanımayan sporcuları, Batı’yla aramızdaki onlarca yıllık farkı da kısa sürede kapatmayı başardı. Onları ve bu başarılarında payı olanları, bugün buradan bir kez daha gönülden kutluyorum. Bayrağımızı Tokyo’ya taşıyanlara sonsuz başarılar diliyorum.

360 derecelik yaklaşım

Ve son söz olarak şu hatırlatmayı yapmakta fayda görüyorum; engelliler sporunun ülkemizde ve dünyada gelişmesi, daha iyiye gitmesi artık sadece alt yapı çalışmalarıyla da ilintili değil. Alt yapının yanı sıra yeterli malzeme, profesyonel yönetimlerle spor kulüplerince desteklenme, mental destek ekipleri tarafından desteklenme, antrenman programı, beslenme gibi faktörlerin de işin içinde olması gerekiyor. Günümüzde sporda başarı artık 360 derecelik bir yaklaşım gerektiriyor. Bu gerçekleştiği zaman, şüphesiz tarihe altın harflerle yazılacak daha çok başarıya imza atacağız.

Posta Gazetesi - Çengelli İğne / 16.08.2021

Yazının gazete görünümü için lütfen tıklayınız...

YAZARIMIZ
YAVUZ KOCAÖMER`İN
TÜM YAZILARI:

Yükleniyor...