60 metre engelli

Bir okurumdan gelen e-maili aşağıya aynen alıyorum : Geçtiğimiz Cumartesi , televizyonda Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nı izliyordum . "60 metre engelli bayanlar" yarışı başlamak üzereydi. Diğer odada bulunan kızıma seslendim: "Eylül, 60 metre engelli başlıyor, haydi gel".
Kızım geldi. 7-8 saniye süren yarışı izledik birlikte. Kızım 14 yaşında ve ilk söylediği; "Ama bu engelli yarışı değil ki" oldu. Ben kendisine pistteki engelleri gösterirken, ikimizin farklı "engellerden" söz ettiğini anlamış olduk.
Size bunu yazmamdaki neden, söylediklerinizin ve çabalarınızın suya yazılmadığını anlatmak.
"Sakat"tan "özürlü"ye, "özürlü"den "engelli"ye, bu yaşam tarzındaki en doğru kavramı bulma arayışı, belki de bu konunun en yaygın biçimde genelleşmesine ve anlaşılabilirliğine önayak oldu, oluyor. Almanya'da okul eğitimi olarak yer alan engelli ve engelsiz sporcular arasındaki karşılaşmalar, keşke ülkemizde gösteri mahiyetinde bile olsa da gerçekleşse.
İyi çalışmalar diliyorum.
Ali Akgün / İzmir


Güvencemiz gençler

İşte böyle okuyucu mektupları tüm yorgunluğumu alıyor. Tam "Yeter artık, 10 sene oldu" biraz da başkaları uğraşsın engelliler sporu ile derken, "Eylül" gibi gençler doğru yolda olduğumu gösteriyor, yeniden motive oluyorum. "Sakatın da sporu mu olur" diyen Merkez Danışma Kurulu Üyeleri'nin olduğu günlerden, bugünlere geldik. Başladığımız da 18 olan bedensel engelli kulüp sayısı bugün 60'a ulaştı. Hedef, her ile en az bir spor kulübü ve gençlerimize insanların arasında engellerli dolayısıyla fark olmadığını anlatmak. Engelli sporlarının bazı kendini bilmez, spor yöneticisi geçinen kişilerin dediği gibi "dandik" olmadığını göstermek.
Engelli sporcuları görünce "Bunlar yarı ölü" diyen, çok bilenlere yanlış düşündüklerini anlatmak. Tabii anlayabilirlerse !
Yani daha yolumuz uzun ve bu zor yolda tek güvencemiz, bizlerden daha iyi düşünen, kavrayan ve doğruları uygulayan gençler.

YAZARIMIZ
YAVUZ KOCAÖMER`İN
TÜM YAZILARI:

Yükleniyor...