ATİNA İZLENİMLERİ   Posta

Yavuz Kocaömer     Posta

17- 28 Eylül tarihleri arasında  Yunanistanın başkenti Atinada yapılan Paralimpik Oyunları\nı (Engelli olimpiyatı )  izledim. Atina Yaz Olimpiyatları\ndan 2 hafta sonra yapılan Paralimpik Oyunları\na 138 ülkeden 3969 sporcu katıldı. Bu sporcuların  çoğu bedensel engelli , bir bölümü de görme engelliydi.  Paralimpik Oyunları sırasında 8863 gönüllü yardımcı vardı. Bunlar spor salonlarında , stadyumlarda, yollarda  , olimpiyat köyünde , yani Paralimpiklerle ilgili her yerde görevliydiler. Yüzde  60 ı kadın , yüzde 40 ı erkek olan bu gönüllüler ordusunun 894 tanesinin 55 yaş ve üzerinde olması çok  ilginçti. Bir başka ifade ile Yunanlılar, paralimpiklere her yaştan vatandaşlarıyla sahip çıkmışlardı.

\r\n

Medyanın ilgisi 

\r\n

Yaklaşık 2000 yazılı medya mensubunun yanında , 32 ülkenin televizyonları da Atinadaydı. Bunların arasında TRT miz de vardı. TRT ile ilgili Milliyet Gazetesi\nde yayınladığım yazıyı sizlerinde okumanız için aşağıya tekrar alıyorum.

\r\n

Kim izleyecek ki !   

\r\n

Atina Paralimpikleri\nde altın madalyalı atıcımız Korhan Yamaç finallere kalmış. Biz de onun altın madalyaya ulaştığı final yarışmasını beklerken  aramızda sohbet ediyoruz. 

\r\n

TRT , 4 kişilik bir ekip ve 2 kamera ile paralimpikleri izlemeye gelmiş. Ekipten Eda isimli genç bir hanımla  sohbet ederken aramızda şöyle bir diyalog geçiyor :

\r\n

---- Bu kadar geldiniz , çekimler yapıyorsunuz ama yine de 2 dakika 
       yayınlıyorsunuz. Bu doğru mu ?

\r\n

---- Dönüşte program yapacağız.

\r\n

-----Yani her şey bittikten sonra . Bunun yerine , her gün 20şer dakikalık
        programlar yayınlasanız da,  insanlar  bilgi sahibi olsa...

\r\n

İşte bu sırada  Eda\nın tüylerimizi ürperten cevabı geliyor. \\ Bu yarışmaları kim izleyecek ki ?! \\

\r\n

Karşımdaki genç bir hanım! Konuşsam kötü konuşacağım. Dişimi sıkıp düşünüyorum: \\ Vay benim TRTem vay .\\  Devletimin televizyonu , eğitim konusunun ön plana çıkması gereken bir kurum ve onun \\ Git paralimpiklerde çekim yapıp , program yap \\ diye Atinaya gönderdiği bir elemanın \\ Engelli sporunu kim takar \\ demeye getirdiği sözleri. Hadi bu hanım spordan anlamıyor, peki, o günlerde Atinada 138 ülkeden 3840 engelli sporcunun nasıl yarıştığını da mı görmedi ?

\r\n

Olimpiyat a ne yaptılar ki ?

\r\n

Sonra düşünüyorum. TRT olimpiyatlar da ne yaptı ki , paralimpiklerde bir şey yapacak. Biraz daha geriye gidiyorum. Daha olimpiyatlardan evvel yayın saatleri görüşülürken Milli Paralimpik Komitesi TRT ye  \\ Paralimpikler’i de yayınlayacak mısınız? \\ diye sorulduğunda \\ Henüz karar vermedik. Oraya da 10 bin EURO yatırmak lazım \\ diyen aynı kurumun yetkililerinden Deniz Gücüyener değil mi ?

\r\n

Hatta işi daha ileri götürerek bir sonraki toplantıda  paralimpik komitesi\ne \\Size bir handycam ( el kamerası ) versek , orada çekim yapıp  bize bantları getirebilir  misiniz?\\ teklifini yapan da aynı kişi değil mi ?  Bu kafalarla yönetilen TRT den engelliler sporu ne bekleyebilir ki ?

\r\n

Atina ya kamera ve eleman gönderiyorlar. Paralimpikleri bilmeyebilirler. Ama işini ciddiye alan bir kurum ve onun elemanları gelmeden evvel paralimpikler hakkında bilgi toplar ve hiç değilse böylece hem kendini , hem de bağlı olduğu kurumu zor durumlara düşürmez. Sonra da Hıncal Uluça kızıyorlar. Ama önce kendilerine kızmaları gerekir.

\r\n

Ama biz de fazla abartıyoruz galiba. Nasıl olsa TRT de bir sürü insan çalışıyor. Maaşlarını da her ay alıyorlar. Programlar amacına ulaşmış, ulaşmamış  , Türkiye de yaşayan insanlar engelliler sporunun ne olduğunu öğrenmiş veya öğrenmemiş onların ne umurunda.

\r\n

Paralimpik Gençlik Kampı

\r\n

Atina Paralimpik oyunları\nda ilk defa Almanya ile birlikte Türkiye ve Avusturyalı genç engelli sporcular da 12 gün süreyle birlikte bir Gençlik Kampına katıldılar.

\r\n

Türkiye ve Avusturyadan 10 ,  Almanyadan 30 genç sporcunun katıldığı kamp süresince birlikte yapılan programlarla paralimpik oyunları izlendi. Çeşitli branşlarda yapılan müsabakalara topluca gidildi.
          
Bu arada 18 Eylül akşamı Alman Büyükelçiliği\nde verilen kokteyle tam kadro ile katılan genç sporcularımız yaklaşık 1000 davetlinin büyük ilgisini çekti. Alman Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Zühlsdorf yaptığı konuşmada  ; sekiz yıllık bir hayalinin gerçekleştiğini , ilk defa Almanya\nın dışında Türkiye ve Avusturya\nın katılımı ile yapılan gençlik kampının ileride uluslararası yapılacak bir kampın temeli olacağını umduğunu belirtti.

\r\n

Alman Cumhurbaşkanı

\r\n

19 Eylül de ise Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler , Atinadaki Alman Lisesi\nin bahçesindeki öğle yemeğine katıldı. Avusturya ve Türkiye\nin gençlik kampı\ndan bir idareci ile bir sporcuyu kabul eden Köhler , yaptığı konuşmada, engelliler sporuna her türlü desteği vereceğini , 2008 Pekin Oyunları\nda da Alman sporcularla beraber olacağı sözünü verdi.

\r\n

Daha sonraki kabulde , kampın en genç katılımcısı Adanalı Yasemin Çöl  ile birlikte Alman Cumhurbaşkanı ile görüştük. Yasemini çok seven Köhler bu şirin kızımızın yanağını okşayarak hatırını sordu , benim tercümanlığımla kendisi ile görüştü. Ben de kendisine , Türkiye de engelliler sporunun süratle geliştiğini, kendilerinin engelli sporuna destek verici sözlerinden çok duygulandığımı belirterek , Kahramanmaraş yapımı bir semaveri anı olarak hediye ettim. Bunun üzerine Horst Köhler , Türk gençlerinin Alman ve Avusturyalı gençlerle birlikte böyle bir Avrupa Kampı yapmasından çok mutluluk duyduğunu belirtince  dayanamayıp gözlerinin içine bakarak kendisine şunları söyledim : Sayın Cumhurbaşkanı, içinizden gelen bu samimi sözleri açık bir şekilde ifade etmenizden büyük bir mutluluk duydum.  

\r\n

Böyle söylememin nedeni , eski IMF Başkanı olan Horst Köhlerin Türkiye \nin Avrupa Birliği üyeliğine sıcak bakmadığı, Türklere imtiyazlı ortaklık statüsünün verilmesinin daha uygun olacağını savunması ile ilgili idi. Sözlerimden sonra bakışlarımdan ne demek istediğimi anladığı belliydi.

\r\n

Olgun Davranış

\r\n

Paralimpikler sırasında sporcuların kaldığı Olimpiyat Köyü\ne girmek çok sınırlı kişilere tanınan bir hak. Köyde bulunan bir kafile yetkilisi sizi davet edecek, bir gün önceden kaydınız ve nüfus bilgileriniz verilecek , ayrıca oyunlara kayıtlı olacaksınız ve hem fotoğraflı kayıt belgeniz , hem de pasaportunuz veya nüfus cüzdanınız yanınızda olacak.
           
Dostumuz , Alman Tekerlekli Sandalyeliler Spor Federasyonu Başkanı Ulf Mehrens bir gün önceden kayıt işlemlerini yaptırıyor ve yanında Cumhurbaşkanı Köhler ile köyün ana girişine geliyorlar. Görevliler Cumhurbaşkanı\ndan hüviyetini istiyor. Bay Köhler nüfus kağıdını yanına almamış . \\ Giremezsiniz \\ diyorlar. Giremiyor da. Otelden nüfus kağıdı gelene kadar, tam 20 dakika kenarda bekliyor ve ekliyor \\ Burada herkes eşit . Hatta ben de. \\

\r\n

Eminiz bizim de Cumhurbaşkanımız aynı olgunluğu gösterirdi.  Ancak milletimizin vekillerinin bir kısmı için aynı şeyi söylemek mümkün mü ? Trafik polisini dövmeye kalkan, THY personelini bazen canından bezdiren onlar değil mi ?

\r\n

Avrupa Birliği yolunda ilerledikçe \\ Sen benim kim olduğumu biliyor musun ? \\ diyenler de ortadan kalkacak.

\r\n

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü

\r\n

Gerçi ülkemiz , bir Almanya örneğinde olduğu gibi , Cumhurbaşkanı veya Başbakan la  ( Başbakan Schröder  de 2 günlüğüne oradaydı ) temsil edilmedi. Ama son zamanlarda engelliler sporuna büyük destek veren Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ve yardımcılarından Yunus Akgül Atinada engelli sporcularımızla beraberdi.

\r\n

Hatta orada olmaktan o kadar mutlu oldular ki  engelliler sporunun ciddi ve rekabet havasını görünce dönüşlerini 2 gün daha erteleyerek nerede ise bir hafta bizlerle beraber oldular.
           
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü\nün zaman geçirmeden , Engelliler Spor Federasyonlarının ihtiyaçlarını karşılayarak, belli bir program içinde çalışmaya başlaması halinde , Pekin 2008 Paralimpikleri\nde ülkemiz sporcularının çok daha büyük başarılara imza atacaklarına eminim. 
       
Albay Nevzat Yamaç anlatıyor

\r\n

Tarihimizde ilk defa Atina Paralimpik Oyunları\nda 25 metre tabanca atışında Gazi Yüzbaşımız Korhan Yamaç altın madalya aldı. Daha sonraki 50 metre atışlarında ise ülkemize bir de bronz madalya getiren Korhanın hayat hikayesini gazete ve televizyonlarda okudunuz. İsterseniz gelin bir de babası emekli Albay Nevzat Yamaçın ağzından dinleyelim.
         
Mayına basmış

\r\n

Korhan , teğmen olarak Şırnak a 24 Kasım 1995 tarihinde katıldığı  operasyondan sabah 6.30 sularında geri dönerken bir tepe ile karşılaşıyor. Yanındaki diğer askerlere yere yatıp beklemeleri emrini veriyor . Kendisi kontrol için tepeye doğru çıkarken bir  mayına basıyor. Oradan , günün de ağırmış olmasından dolayı helikopterle önce Mardine daha sonra da Diyarbakır Devlet Hastanesi ne getiriliyor. Daha sonra da GATAya sevk ediliyor. Ben de annesi ile birlikte Kayseriden Diyarbakıra uçuyorum. Hastaneye geldiğimizde odaya girip kendisine haber veriyorlar. Ben yine de kötüye yormuyorum, herhalde küçük bir yaralanma oldu diye düşünüyorum. Dışarı gelen doktor bana \\ Önce babasını görmek istiyor \\ dediği zaman olayın ciddi olduğunu anlıyorum. İçeri girdiğimde Korhan yatakta. Yanındaki hemşire bana hiç de yabancı gelmiyor. Daha sonra kafamı topladığımda anlıyorum ki Korhan , Ankarada iken bu hemşire kızımızla arkadaştı. Kader onları Diyarbakırda hastanede karşılaştırıyor. 

\r\n

\\ Baba orduda kalacak mıyım ? \\ 

\r\n

Oğlumun bana  ilk sorduğu soru \\ Baba orduda kalacak mıyım ? \\  oldu  ve ilk defa karşımda ağladı. Ayağı bilekten kopmuştu. Kendisine şunları söyledim: 1972 kasımında bir oğlum oldu . O zaman kafamda çok sorular vardı.  Acaba oğlum okula gidecek miydi ? Okulu bitirecek miydi ? Meslek sahibi olacak mıydı ?
            
Şimdi 1995 senesinin kasımında , karşımda okula gitmiş , okulunu bitirmiş , mesleği olan ve de üstüne üstelik gazi olan bir oğlum var. Korhana \\İkinci oğlumu, birinci oğluma tercih ederim \\ dedim  ve ekledim:  Haline şükret, beterin beteri vardır. Her şeyin var, mesleğin, karın, çocuğun, anan , baban var. Bir bacağın biraz eksik bundan ne çıkar.\"

\r\n

Babasının verdiği bu destekle kendisini kısa sürede toparlayan Korhan, protez bacağını taktıktan 2 hafta sonra 17 Mart 1996 senesinde atıcılıkta kendi dalında Türkiye Şampiyonu oluyor. Devam ettiği yolda ülkemize altın madalyayı getiren ilk sporcu olma unvanını da elde ediyor.

\r\n

Yalnız bu kadar mı ?

\r\n

Korhanla Atinada yarışmalar sırasında beraber oldum. İnsanlara davranışı, sevecenliği, ağırbaşlılığı ve sağlam karakterli bir Türk genci olduğunu keyifle izledim. Ve uçakta dönerken kendisine şunları söyledim : Korhan, seni bir kere daha tebrik ediyorum. Altın madalya alman  bir yana , seni insanlığın ve gördüğüm o sağlam karakterin dolayısıyla kutluyorum. Yine görüşelim.

\r\n

İşte Türkiyeye paralimpik  oyunlarında tarihin ilk altın madalyasını kazandıran Gazi Yüzbaşı Korhan Yamaçın kısa hikayesi .

\r\n

Sonuç

\r\n

İstanbulda da umarız bir gün Olimpiyatlar ve ardından  paralimpikler yapılacak. Bundan sonra yapılması gereken , Türkiyede engelliler sporunun daha süratle gelişmesi , genç yeteneklerin ortaya çıkarılmasıdır. Bunun için de devlet ve sivil toplum örgütleri muhakkak el ele vererek çalışmak zorundadırlar.



\r\n

 



\r\n


 

YAZARIMIZ
YAVUZ KOCAÖMER`İN
TÜM YAZILARI:

Yükleniyor...