Engelli Kadın Olmak Çok Zor

Esra Demirkaya, Türkiye Engelliler Spor ve Yardım Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) eski bursiyerlerinden. Son derece vefalı, sevecen, TESYEV ile ilişkisini devam ettiren bir kardeşimiz. Geçtiğimiz günlerde kendisinden aldığımız bir maili aşağıda sizinle paylaşıyoruz.

“Merhaba güzel ailemin güzel insanları... Başta Yavuz Abim olmak üzere hepinizi kocaman kucaklıyorum. İnşallah toplantıda da kucak kucak kucaklaşacağız. Bu maili yazarak bugün başıma gelen bir olayı sizinle paylaşmak istedim.Ülkemizde kadın olmak zor, engelli olmak zor ama engelli kadın olmak daha zor sanırım...Bu yıl başından beri gazetelerde engelli kadınlara cinsel istismar ile ilgili birkaç haber okuyup lanetler yağdırmıştım. Belki yıllardır var olan bu tür haberleri sosyal medya ve internetteki haber sitelerinin fazlalaşmasıyla daha sık duymaya başladık...

‘Bir çift göz beni izliyor’ 
Gelelim bugün benim başıma gelene; iş yerimin önündeki bankamatikten para çekmek için binadan çıkıp yürümeye başladığımda, bir çift gözün beni ısrarla izlediğini fark ettim. Bankamatiğe gelinceye kadar yolun karşı tarafından beni izleyerek yürümeye devam eden şahıs para çekme sırası bana gelecekken benim olduğum tarafa geçip, 1 metre ötemde, arabaların arasında beni beklemeye koyuldu.

‘Ceplerimi boşaltıp kaçacaktı...’

Korkup parayı çekmeden çıktım oradan. Belki yanılıyorumdur diye oyalanarak yürümeye koyuldum. Bina girişinde arkamı dönüp baktığımda ise ilk gördüğüm yere gelmiş beni izliyordu hala...Yani yanılmamıştım, muhtemelen hem engelli hem kadın olduğum için kendimi savunamayacağımı ve uyanmayacağımı düşünmüş, orada ceplerimi boşaltıp kaçmayı planlıyordu...

‘Aman dikkat et!`
 Şimdi bu olayı paylaştığım insanlar “Aman Esra dikkat et, tek başına para çekmeye falan gitme” diyeceklerdir. Peki bu çözüm mü sizce? O zaman biz kadınların, biz engellilerin, biz engelli kadınların evden dışarı tek başına adımlarını dahi atmamaları gerekiyor. Hatta bu mantıkla düşünürsek kendi evlerimizde bile tek başımıza kalmamamız gerekiyor...Yaşadığımız ülkemizde böyle insanlar dışarda cirit atacak ama biz özgürlüğümüzden mi olacağız?”

Esra Demirkaya
edemka@hotmail.com

Türkiye`nin paralimpik karnesi
Gizem Girişmen Milli Sporcumuz, Paralimpik Oyunları’nda okçulukta altın madalya sahibi. Aynı zamanda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve Uluslararası Paralimpik Sporcu Konseyi Üyesi. Geçtiğimiz haftalarda Limitsiz Spor Dergisi’nde yukarıdaki başlıkla bir yazısı yayınlandı. Spor Bakanlığı ve Genel Müdürlüğü’ndeki ilgililerin okuması gereken bir yazı. Yerimizin azlığı dolayısıyla sadece bazı başlıklarına aşağıda yer veriyoruz.

Ülkemiz için yeterli mi?
■ 
Türkiye’nin Paralimpik Oyunları serüvenine baktığımızda, ne yazık ki 32 yıl boyunca Paralimpik Oyunları`na sporcu gönderemediğimizi görüyoruz.
■ Düzenlenen ilk Kış Paralimpik Oyunları`ndan tam 38 yıl sonra 2014 Sochi Paralimpik Oyunları ise ilk kez boy gösterdiğimiz Kış Oyunları olarak tarihe geçiyor. Üstelik kış sporları açısından coğrafya olarak avantajlı bir ülke olmamıza rağmen.

             Nazmiye Muslu Muratlı, 2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda
                      halterde 104 kilo kaldırarak dünya rekoru kırdı.

■ Bugüne kadar 174 sporcu ile katılım sağladığımız Paralimpik Oyunları 6 altın, 7 gümüş ve 10 bronz madalya olmak üzere toplam 23 madalya aldığımız bir serüven. Bu başarılarla dolu tablonun neredeyse 80 milyon kişinin yaşadığı ülkemiz için yeterli olup olmadığı sorusuna benim yanıtım ise ne yazık ki hayır.
                    Kübra Korkut masa tenisinde Rio’dan gümüş madalya ile döndü.

■ Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde performans odaklı yaklaşım konunun ilerde daha da ciddiyetle ele alınacağının sinyallerini veriyor. Ama önümüzde acil olarak ele alınması gereken önemli konular var. Tıpkı Engelli Spor Federasyonları bünyesindeki teknik kurulların yetkililik düzeyinin düşük olması, antrenörlerin entel yetersizliği gibi.

Bir de Paralimpik spor branşlarına hâlâ yoğun olarak rehabilitasyon odaklı bakılması, erişebilir spor tesislerinin ve sponsorlukların az olması da dertlerimizden. Beden eğitim öğretmeni yetiştiren fakültelerin azlığı ve müfredetta engelli bireyler için spor derslerinin olmaması üzücü. 
                             Gizem Girişmen okçulukta altın madalya kazanmıştı.

■ Beden eğitimi derslerinde engelli olduğu için bir kenarda oturan ve dönem ödevi hazırlayan öğrencilerimizin arasında belki de geleceğin Paralimpik Şampiyonları vardır. Keşfedemediğimiz, ulaşamadığımız ve yetiştiremediğimiz birçok değer aslında en büyük kaybımız. 

Değerli okurlar sevgili Gizem Girişmen haksız mı?

Güzel Söz
Yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği incelikle de yapmak gerekir. / DIDERO



Yazının gazete görünümü için tıklayınız...
                                                           

                                                               01.05.2017 Posta Gazetesi



YAZARIMIZ
YAVUZ KOCAÖMER`İN
TÜM YAZILARI:

Yükleniyor...